Güzel yaşama rehberi
Seyahat > Roma. Amor. Art.

Kitabını okuyanlar veya filmini izleyenler hatırlayacaktır. Eat Pray Love’da Julia Roberts’ın mutluluğu ve kendini arayış serüveninin ilk durağıydı Roma. Yaşama zevkini kaybettiği New York’tan Roma’nın lezzetli yemeklerinin kollarına kendini bırakıvermişti. Aradığı aşk da pizza, kızarmış mozzarella, spaghetti kılığında ekranda belirmişti.

Roma’ya övgüleri sadece yemekleri yüzünden dizersek hakkını yemiş oluruz. Bir kere 2,500 yıllık tarihi ile
muhteşem bir açık müze. Her yerin birbirine yakın olduğu ve etrafta pek taksi de bulunmadığı göz önüne alınınca şehri yürüyerek gezmek büyük keyif.

İtalya’nın en büyük ve en kalabalık şehri. Ne kadar ilginizi çeker bilmiyorum ama doğum oranı en düşük şehri aynı zamanda. Papa’nın yaşadığı Vatikan da burada.

Acayip kalabalık. Her yerden turist çıkıyor. Rakamlarla konuşursak dünyanın en çok ziyaret edilen 11’inci, Avrupa’nın 3’üncü şehri.

Roma’yla ilgili genel, beşeri ve istatistiki bilgileri verdikten sonra otel önerimize geçiyorum. (Restoran önerisi vermekten kaçınıyorum çünkü damak tadı denen şeyin herkese göre değiştiği tecrübeyle sabit.  Sadece gereğinden fazla ünlenmiş yerlerden uzak durup, daha lokal yerlerde yemenizi önerebilirim. “Geçen hafta Ashton Kutcher’la Mila Kunis de burdaymış. Aaa şu çerçevedeki Madonna değil mi? Yok artık Penelope Cruz da mı burada yemiş?” dediğimiz, tabii ki rezervasyonla gittiğimiz restorandaki makarna ve tiramisudan sonra bu kararım daha da perçinlendi.)   

4 günlük seyahat boyunca her gün “İyi ki burayı seçmişiz” dedirtecek kadar iyi çıktı otelimiz; The First Luxury Art Hotel. Konumuyla, çalışanların ilgili yaklaşımıyla, odaların dekorasyonu, banyolardaki Afyon mermeri, otelin geneline ve odalara yerleşmiş sanat eserleriyle. Beğendiğiniz sanat eserini alma şansınız da var. Ama complimentary değil tabii:)

Burası junior suite; 

Double deluxe room;

Bu da bizim kaldığımız ve oturma bölümü ayrı olduğu için çok rahat ettiğimiz Art Suite,

Bizdekinde asılı olan resimler farklıydı gerçi, 

Otel, Roma’nın alışveriş arteri Via Del Corso’ya (Fifth Avenue’su da denilebilir) iki dakika mesafede. Caddenin tam üzerinde değil, ki bu da kalabalıktan nefes aldıran artı bir özellik. En üst kattaki panoramik Roma manzarası sunan teras, yorucu geçen bir günün ödülü gibi.

Odalarda vintage sanat kitapları ve romanlar var. Uykuya dalmadan önce okumaya hali kalanlara göre.

29 odanın her birinde farklı sanat eserleri sergileniyor. Junior Suite'teki bu Marilyn portresini Natino Chirico isimli bir sanatçı yapmış. (Fiyatı 1,500 Euro.) 

Bu resim de yine İtalyan bir sanatçıya ait; Franco Bianchi. (3,500 Euro) 

Girişteki resepsiyon görevlisi. İletişimi çok kuvvetli bir arkadaştı :)

Unutmadan karşılama proseccoyla. Uğurlama otelin müdürüyle birlikte üç görevlinin el sallamalarıyla..

Arrivederci First Luxury!


Etiketler: The First Luxury Art Hotel Roma,Roma'daki en iyi butik oteller,lüks,butik otel,Via del Corso

Bir Yorum Yazın

* İsim
* E-posta
* Mesaj

Gustology Nedir
Gustology Nedir Gusto, zevk alma, stil ve haz anlamına gelir. Gustology ise yüksek zevke fakat sınırlı vakte sahip okuyucusunu stil sahibi ürünler ve zevk veren adresler hakkında bilgilendirir.  
Yazarı Kimdir?
Banu Kitiş Dağıstan
Gusto video
Arşiv
Gustology